Yazın kuraklıktan etkilenen UNESCO Geçici Miras Listesi'ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, sonbahar yağışlarıyla yeniden su seviyesine kavuştu ve kuş türleri bölgeye geri döndü.

Samsun’un Bafra, Alaçam ve 19 Mayıs ilçeleri sınırlarında yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Türkiye’nin en büyük deltalarından biri olarak biliniyor. UNESCO Geçici Miras Listesi'nde yer alan ve geniş biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çeken delta, 56 bin hektarlık bir alana yayılıyor. Ancak yaz aylarında bölgede yaşanan kuraklık, deltadaki su seviyelerinin tehlikeli boyutlara düşmesine yol açtı.

Deltada yer alan Balık, Uzun, Gıcı, Tatlı, Alıntılı, Paralı, Cernek, Liman, Tuzlu ve Sülüklü göllerinde su seviyeleri kritik düzeye geriledi ve delta ekosistemi için risk oluşturdu. Kızılırmak Deltası'nın önemli su kaynaklarından biri olan bu göller, sonbaharın başlamasıyla birlikte yağışların etkisiyle yeniden dolmaya başladı. Deltanın doğası, uzun bir kuraklık döneminden sonra canlandı ve yeşermeye başladı.

Bartın’da Emekli Davut Öz ve Sadık Dostu Binnaz’ın İlginç Yolculuk Hikayesi Bartın’da Emekli Davut Öz ve Sadık Dostu Binnaz’ın İlginç Yolculuk Hikayesi

Yağışlar Kuşlar ve Doğal Hayat İçin Hayat Kurtarıcı Oldu

Kızılırmak Deltası Sulak Alan Kuş Cenneti Sorumlusu Kadir Yılmaz, yağışların bölgeye yeniden can verdiğini ifade ederek, "Yazın bölgemiz hiç yağış almadığı için göller iç kısımlara doğru çekilmeye başladı. Son yağışlarla birlikte delta artık eski formuna geri döndü. Şu anda yağışlar tüm kurak bölgeleri suyla doldurdu ve su kuşlarını tekrar yakından görebilmekteyiz" diye konuştu.

Yaşanan bu canlanma, sadece bitki örtüsünü değil, aynı zamanda delta çevresinde yaşayan ve göç eden kuş türlerini de olumlu yönde etkiledi. Türkiye’de toplamda 500 kuş türü bulunurken, bu türlerin 365’i Kızılırmak Deltası’nda görülebiliyor. Bu kuş türlerinin 165’i, yıl boyunca deltada yaşamlarını sürdürüyor.

Göçmen Kuşlar İçin Stratejik Öneme Sahip Bir Bölge

Deltadaki sulak alanlar, sadece yerel kuş türleri için değil, aynı zamanda göçmen kuşlar için de kritik öneme sahip. Sonbahar yağışlarının ardından bölgede yeniden canlanan su kaynakları, özellikle Rusya'nın Sibirya bölgesinden gelen göçmen kuşların mola vermesi için ideal bir alan oluşturdu.

Yılmaz, bu gelişmeyle ilgili olarak şunları söyledi: "Bu ay içinde göçmen kuşların deltaya gelmesini bekliyoruz. Yağışlar sadece kuşlar için değil, aynı zamanda bölgede yaşayan diğer canlılar için de büyük bir yaşam desteği oldu."

Deltanın Önemi ve Koruma Çalışmaları

Kızılırmak Deltası sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın dikkatini çeken bir ekosistem olma özelliği taşıyor. 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınan delta, taşkınlar, yer altı su kaynaklarının beslenmesi ve biyoçeşitlilik açısından büyük önem taşıyor. Deltada yaşayan kuş türlerinin yanı sıra, buradaki sulak alanlar balıkçılık, bitki örtüsü ve diğer canlılar için de yaşam alanı sunuyor.

Bu bağlamda yapılan koruma çalışmaları büyük önem taşıyor. Bölgedeki sulak alanlar, küresel ısınma ve kuraklık gibi iklim değişikliği etkilerine karşı kırılgan durumda. Ancak yağışların geri dönmesiyle birlikte ekosistem canlandı ve kuş türlerinin varlığı delta için yeniden umut verici bir işaret oldu.

Yılmaz, Kızılırmak Deltası'nın önemini vurgularken, "Sonbahar yağışları sayesinde, göçmen kuş türleri ve balık türleri için yaşam alanları yeniden eski haline döndü. Deltadaki bu canlanma, uzun vadede hem ekosistemin korunmasına hem de bölgenin biyoçeşitliliğinin devamına katkı sağlayacak" dedi.

Kaynak: aa