Belçikalı doktor Ri De Ridder, Türkiye’den Belçika’ya göç eden ilk nesil Türk işçilere sağladığı sağlık hizmetleri ve ayrımcılıkla mücadeledeki öncülüğüyle göçmen toplumun sevgisini kazandı. 1970’lerde başlayan sağlık kariyerinde, Türkçe öğrenerek hastalarına kendi dillerinde hitap eden De Ridder, zor koşullarda yaşayan göçmenlerin hayatlarını kolaylaştırdı.
Türkçe ile Sağlık Hizmeti
Gent kentinde çalışmaya başladığında Türk göçmenlerle tanışan De Ridder, dil bariyerini aşmak için Türkçe öğrendi. Hastalarına empatiyle yaklaşarak onların güvenini kazanan De Ridder, "Biraz Türkçe konuştuğunuzda insanlar kalplerinden geçenleri daha kolay söyler" dedi. Göçmen kadınların iş yerlerindeki kötü koşulları fark eden doktor, onların sağlık sorunlarını çözmek için mücadele verdi.
Ayrımcılıkla Mücadele
Türk işçilerin ağır çalışma koşullarına ve yaşadıkları ayrımcılığa tanıklık eden De Ridder, göçmenlerin karşılaştığı zorlukları şu sözlerle ifade etti: "Düşük maaş, kötü konutlar ve ayrımcılık... Kafelerde 'Türkler giremez' yazıları görüyorduk." Ancak De Ridder, göçmenlerin topluma büyük katkıları olduğunu ve onların yanında durarak toplumda olumlu bir değişim yaratabileceğini savundu.
Kültürlerarası Diyalog
Türkçeyi ve Türk kültürünü yakından tanıyan doktor, "nazar" gibi kültürel kavramlarla da ilgilendi. Hastalarının şikayetlerini anlamak için onların inançlarına saygı gösteren De Ridder, kültürlerarası diyalogun önemine vurgu yaptı.
Belçika’daki Türk göçmenler için bir kahraman haline gelen De Ridder, onların sağlığına ve haklarına yönelik çalışmalarını, Türk toplumunun vefasıyla karşılık buldu.