Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Rize’nin Hemşin ilçesinde 15 Kasım’da meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Depremin, Doğu Karadeniz bölgesindeki diri fayların deprem üretme potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Sözbilir, “Bu bölgedeki deprem tehlikesi, mevcut verilere göre düşük görülüyordu. Ancak yeni veriler ışığında değerlendirme yapılması şart. Bu deprem, bölgedeki risklerin tahmin edilenden daha yüksek olduğunu gösteriyor” dedi.
Rize’de Deprem: Bilinenden Daha Yüksek Risk
15 Kasım’da saat 12.02’de meydana gelen deprem, Rize’nin Hemşin ilçesi ve çevre illerde hissedildi. Kandilli Rasathanesi verilerine göre, deprem yerin 12,85 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Sözbilir, bu depremin, Karadeniz Fayı ile Kuzeydoğu Anadolu Fayı arasında sıkışan Doğu Pontid yükselimiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.
Depremin ardından yaptığı açıklamada Sözbilir, “Doğu Karadeniz’in birçok bölgesinde diri faylar mevcut. Dokuz Eylül Üniversitesi olarak 2014-2018 yılları arasında Trabzon ile Rize arasında gerçekleştirdiğimiz araştırmalarda, deniz kıyısı, deniz içi ve dağlık alanlarda potansiyel diri faylar haritalandı. Bu faylar, geçmişte aktif olmuş ve gelecekte de deprem üretme potansiyeline sahip yapılar olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Malatya Depremi ile Bağlantı
Rize depremi ile aynı gün Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde meydana gelen 4.9 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Sözbilir, bu tür depremlerin komşu fayları tetikleyebileceğine işaret etti. “Malatya’da gerçekleşen deprem, 6 Şubat depremlerinde kırılan Çardak-Doğanşehir Faylarının kuzey ucunda yer alıyor ve Malatya Fayı'nın güney segmentindeki Akçadağ Fayı üzerinde meydana geldi. Bu durum, fay hatlarının halen aktif olduğunu ve artçı sarsıntılar üretebildiğini gösteriyor” dedi.
Doğu Karadeniz’in Fay Haritası Yeniden Değerlendirilmeli
Prof. Dr. Sözbilir, Doğu Karadeniz bölgesinde diri fayların varlığına dair yeni verilerin ışığında, bölgenin deprem tehlikesi haritasının yeniden hazırlanması gerektiğini vurguladı. “Bu bölge, uzun yıllar boyunca deprem tehlikesi düşük olarak değerlendirilmişti. Ancak son depremler, burada ciddi bir tehlike bulunduğunu gösteriyor. Bölgedeki risklerin tam anlamıyla anlaşılabilmesi için detaylı jeolojik ve sismolojik çalışmalar yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Doğu Pontid Yükselimi ve Deprem Tehlikesi
Doğu Karadeniz’deki depremlerin coğrafi yapıya dayanan nedenlerine de değinen Sözbilir, “Bölge, Karadeniz Fayı ile Kuzeydoğu Anadolu Fayı arasında sıkışan Doğu Pontid yükselimiyle şekilleniyor. Bu yapısal baskılar, zaman zaman diri fayların harekete geçmesine neden oluyor ve bu durum gelecekte daha büyük depremler yaşanabileceğine işaret ediyor” dedi.
Depremlerin Zincirleme Etkisi
Artçı depremlerin komşu fayları tetikleme potansiyelinin altını çizen Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye’nin genel deprem risk haritasının da bu tür olaylar ışığında güncellenmesi gerektiğini belirtti. Sözbilir, “Deprem sadece bir bölgeyle sınırlı kalmıyor; komşu fayları tetikleyerek farklı alanlarda da etkisini gösterebiliyor. Bu zincirleme reaksiyonları önceden tespit edebilmek, hem bölge halkının güvenliği hem de deprem tehlikesine karşı alınacak önlemler açısından kritik önem taşıyor” dedi.
Bölge İçin Önlem Alınmalı
Prof. Dr. Sözbilir’in açıklamaları, Doğu Karadeniz’deki deprem tehlikesinin tahmin edilenden daha yüksek olduğunu ve bölge için kapsamlı bir önlem planı hazırlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Bölgenin deprem riskinin yeniden değerlendirilmesi, potansiyel diri fayların daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılması gerektiği vurgulandı.