Coğrafi olarak tariflemek gerekirse UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alan Nemrut Dağı ören yeri, Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Kahta’nın ilçe sınırlarında yer alıyor. Bu müthiş yer Kommagene Krallığı’nın insanlığa armağanı. Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından tanrılara ve atalarına atfen kurulmuş. Deniz seviyesinde 2 bin 150 metre yükseklikte bulunan Nemrut Dağı’nın eteklerinde yer alan ve anıtsal heykellerin bulunduğu ören yeri, Helenistik Dönem’in göz kamaştıran eserleri arasında yer alıyor.
Asırlardır gayet iyi şekilde korunmuş bu anıtsal heykeller yaklaşık 8-10 metre yüksekliğinde ve kireçtaşı bloklarına işlenmiştir.
M.Ö. I. Yüzyılda yapılmış olan bu görkemli ören yeri, M.S. 72 yılında Romalılara karşı yapılan savaşın kaybedilmesi nedeniyle Kommagene Krallığı’nın yıkılmasıyla önemini yitirmiştir.
Nemrut Dağı’nın doruğunda herhangi bir yerleşim yeri bulunmuyor. Dağın doruğu, Kommagene Kralı Antiochos’un tümülüsü ve kutsal olduğu ilan edilen bir alandan oluşuyor. Antiochos’un tümülüsü bölgeye hakim bir konumdadır. Kralın kemikleri ya da külleri ana kayaya oyulmuş odaya konmuş ve bu oda 50 metre yükseklikte ve 150 metre çapındadır ve küçük kaya parçalarıyla örtülerek koruma altına alınmış. Yazıtlar bu şekilde anlatıyor ancak bugüne kadar herhangi bir keşif yapılmamıştır. Doğu ve Batı uygarlıkları arasında köprü olarak gösterilen Nemrut Dağı ören yerinde Antiochos ile tanrı, tanrıça, aslan ve kartal heykellerinden oluşuyor. Heykellerde Helenistik dönem, Pers Sanatı ve özgün Kommagene sanatını görmek mümkün.
Ören yerinin çok yüksek ve ulaşılması zor bir bölgede yer alamsından dolayı Kommagene Krallığı’nın yıkılmasından itibaren yaklaşık 2 bin yıl yalnızlığın kollarına terkedilmiştir. Ta ki 1881 yılına gelene kadar. 1881’de Alman Mühendis Karl Sester, bu heykellere rastlamıştır. Ancak Alman Mühendis bu alanı Asurlulardan kalan bir yer zannetmiş ve Alman yetkililere bu şekilde bilgi ulaştırmıştır.
1882’de Otto Puchstein ve Karl Sester Nemrut’ta bir inceleme daha yapmışlardır. 1883 yılında ise Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) Müdürü Osman Hamdi Bey seçtiği bir ekiple bölgeye gelerek bir süre Nemrut’ta çalışmıştır. 2'inci Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner; Nemrut ‘da kazı ve araştırma faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
Eğer bir gün yolunuz Nemrut Dağı'na düşerse sabahın çok erken saatlerinde yola düşerek mutlaka güneşin doğuşunu Nemrut Dağı'nda yaşamanızı tavsiye ederiz. Akşam güneşin batış saati ise bir başka seçenek olarak değerlendirilebilir.