Orta Anadolu’da Aksaray İli Güzelyurt İlçesinde Kapadokya’da bulunan Ihlara Vadisi, birbirinden güzel kanyonlar arasında önemli bir turizm merkezi olarak son yıllarda popülaritesini giderek artırıyor. Uzunluğu 18 kilometreyi aşan Ihlara Vadisi, 200 metre genişliğe 150 metre derinliğe sahip. Ihlara Vadisi içinde yaşam alanlarının yer aldığı, yüzyıllar boyunca insanlığa hizmet etmiş, onları korumuş kollamış, insanların içinde barındığı, dünyanın en büyük kanyonudur. Ihlara Vadisi’ni bugünkü haliyle şekillendiren Melendiz Çayı, bu medeniyet ve kültür abidesi kanyonda yaşamın kaynağını oluşturur. Vadi, aynı zamanda bir din merkezi gibidir. Vadi içerisinde yer alan sayısız kilise ve kayalardan oyularak oluşturulmuş yaşam alanları gizemi daha da artırarak, Ihlara Vadisi’nin dünyanın hatırı sayılır kültür merkezlerinden birisi olmasını sağlamıştır.
Kapadokya’nın göz bebeği olan Ihlara Vadisi, bölgede tarih boyunca yaşanan tektonik hareketler ve Aksaray’da bulunan Hasandağı’nın volkanından çıkan lavların çöküntüye uğrayan alanı üzerinde ilerleyen Melendiz Çayı’nın asırlar boyunca oluşturduğu değişimlerin bir sonucudur. Ihlara Vadisi’ni boylu boyunca kateden Melendiz Çayı, araziyi derinlemesine ve sarp bir biçimde bölmek suretiyle, vadi boyunca ürpertici ve aynı zamanda muhteşem güzellikler meydana getirir. Melendiz Çayı, vadi boyunca birkaç düzine menderes çizer. Her menderes farklı bir güzelliği döker ortaya. Ilısu ile Selime arasındaki mesafe kuş bakışı 10 kilometredir. Ancak vadide yürüdüğünüzde akarsuyun menderesleri nedeniyle bu mesafe 18 kilometreye ulaşmaktadır.
Ihlara Vadisi’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri sahip olduğu doğasıdır. Dik vir duvarı andıran, oldukça derin ve dar olan vadinin tabanındaki suyun kenarında, bağlar ve bahçelerden bir ekosistem mevcuttur. Vadi içinde adeta başka bir dünya gizlenmiştir. Bu doğayı keşfetmek için vadi boyunca yürümeniz gerekmektedir. Vadinin içi ile dışı arasındaki doğa birbirinden çok farklıdır. Dışı bozkırı andıran vadinin içi ise Melendiz çayının berrak sularıyla beslenerek farklı bir dünya sunar gezginlere. Vadinin yamaçlarına ulaştığınızda ise vadi içinde zengin ve yeşil bir doğa parçasını görecek ve çok şaşıracaksınız. İşte vadinin bu manzarası, vadinin özel bir yer olmasına neden olmuştur. Burada ilginç olan bir başka husus ise vadi içine hakim olan iklimle vadi dışındaki iklim arasındaki çarpıcı farklardır. Vadi içerisine Akdeniz iklimine yakın bir iklim hakimken vadi dışında bilgiğimiz karasal iklim mevcuttur. Vadi tabanı bu iklimsel yapı vadiye doğal bir mikroklima etkisi kazandırmıştır. Vadi içinde hakim olan bitki örtüsü vadinin floral yapısını da etkilemektedir. Karasal iklimin hakim olduğu bölgede vadi içinde yetişen antepfıstığı ağaçları bunun en net göstergesidir.
Ihlara Vadisi'ndeki kayalara oyulmuş çok sayıda kilise bugüne kadar korunarak gelmiştir. Bu freskli kiliseler korunarak, eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak bizlere kadar ulaşmıştır. Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve yerleşim alanları yaklaşık 14 kilometre boyunca Ihlara'dan Selime'ye kadar devam eder. Ihlara Vadisi'ndeki bu kiliselerin ilk örnekleri MS IV. yüzyıla kadar görülür. Kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılabilir. Ihlara civarındaki kiliseler "Kapadokya Tipi" olarak bilinen özellikler gösterirler. Bunlara örnek olarak: Eğritaş, Ağaçaltı, Kokar, Pürenliseki ve Yılanlı Kiliseleri verilebilir. Belisırma bölümünde bulunanlar ise "Bizans Tipi" resimlerle süslüdür.