‘STK'lar daha etkin bir çözüm mercii olarak görülmeli’
Program kapsamında sivil toplum kuruluşlarının (STK) sosyal sorumluluk bilincini artırmada etkisi, iş dünyasındaki önemi ve nasıl rehberlik ettiği gibi konular ele alındı. STK’ların iş dünyasında sosyal sorumluluk projelerinin geliştirilmesine rehberlik ettiğini ve bu projelerin verimli bir şekilde hayata geçirilmesine olanak sağladığını belirten İstanbul Kent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Murat Can Pehlivanoğlu, “Vatandaşlarımız da STK'ları daha etkin bir çözüm mercii olarak görmeli, talep ve şikayetlerini oraya iletmeli. Burada bir kolektif bilinç oluştuğu takdirde STK'ların işlevi, önemi ve etkisi artacaktır. İş dünyasının yeni rehberi, sivil toplum kuruluşlarıdır” dedi.
İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü İstanbul Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinliğe Önder Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÖNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Kap, İstanbul Kent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Murat Can Pehlivanoğlu, çok sayıda iş insanı, akademisyen, STK üyeleri ve öğrenciler katıldı. STK-şirket iş birliklerinin ekonomik ve sosyal kalkınmaya olan katkılarının tartışıldığı seminerde, şirketlerin sosyal faydayı önceliklendiren bir vizyon benimsemesi gerektiğine de değinildi.
PEHLİVANOĞLU: STK'LAR VATANDAŞLARDA DAHA FAZLA TALEP VE ŞİKAYETTE BULUNMALI
Türkiye'de STK'ların rollerini daha fazla geliştirmesi gerektiğini söyleyen İstanbul Kent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Murat Can Pehlivanoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Yurt dışındaki STK’ların, iş dünyasıyla ilgili mevzuat önerileri verdiğini, nasıl geliştirileceğini gösterdiğini, örnek uygulamaları ödüllendirdiğini, öne çıkarttığını, zaman zaman mağduriyetleri takip ile tespit ettiğini ve yetkililerin dikkatine sunduğunu biliyoruz. Ben hukukçu bir akademisyen olarak Türkiye'de ise STK'ların bu rollerini daha fazla geliştirmeleri gerektiğini söyleyebilirim. Bu konuda benim gözlemim toplumsal bilincin yeterli olmamasından dolayı bu durumun ileri geldiği yönünde. Çünkü ne vatandaşımızın vakıflardan ve STK'lardan yeterince talebi var ne de STK'lıların vatandaşların taleplerini dikkate alma yönünde bir ilgisi var diyebiliriz. Dolayısıyla karşılıklı bir konu oluyor. Bu nedenle STK'lar vatandaşlarda daha fazla talep ve şikayette bulunmalı. Aynı şekilde vatandaşlarımız da STK'ları daha etkin bir çözüm mercii olarak görmeli, talep ve şikayetlerini oraya iletmeliler. Burada bir kolektif bilinç oluştuğu takdirde STK'ların işlevi, önemi ve etkisi artacaktır. İş dünyasının yeni rehberi, sivil toplum kuruluşlarıdır."
KAP: SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ BİR İCRA MAKAMI DEĞİL, TEMSİL MAKAMIDIR
Sivil toplum örgütlerinin daima var olduğunu ve toplumun özünü temsil ettiğini ifade eden Önder Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÖNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Kap ise “Sivil toplum örgütleri bir icra makamı değil, temsil makamıdır ve farkındalık oluşturan yerlerdir. Dolayısıyla bu noktada sivil toplum örgütlerinin iklim krizi ve sürdürülebilirlik gibi konulara el atmasının gerçek anlamda sorunlara çözüm olacağını düşünüyoruz. Her şeyin bir ekonomisi var. İş dünyası ise toplumun kalbi oluyor. İşveren ve çalışan da ekonominin bir parçasıdır. Sivil toplum örgütleri de bu unsurların temsilcisidir, bu noktada bel kemiğidir. Bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin bilinçli olması, çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik anlamında olması gerektiği gibi gitmesini sağlayacaktır. Gelişmiş ülkelerin, değişmeyen tek gerçeği sivil toplum örgütleridir. Siyaset veya yönetimler gelir, geçer fakat lobiler dediğimiz sivil toplum örgütleri daima var olur. Aslında onlar toplumun özünü temsil ederler. Bu noktada iş insanlarımızın da sivil toplum örgütlerine katılım sağlayarak nitelikle beraber niceliği de oluşturarak seslerini daha fazla duyurmalı. Bu vasıtayla bazı kronik diyeceğimiz meselelerde daha ileriye gitmek, adım atmak ve gelişimimiz adına çok önemli görevler üstleneceğini düşünüyorum” diye konuştu.