Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklama yaptı. İmamoğlu, Hakkari ve Esenyurt belediyelerinden sonra Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman ve Halfeti belediyelerine de kayyım atandığını hatırlatarak, "Bu kararla bir kez daha hukukun temel ilkeleri, en temel insan hakları pervasızca çiğnenmiştir. Bugün demokrasimiz bir kez daha derin bir yara almıştır. Anayasa’mıza göre mahalli idarelerin karar organları, kanunda gösterilen usulle ve seçmenler tarafından seçilerek oluşturulmakta, mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kaybetmeleri konusunda denetim yargı yolu ile olmaktadır. Anayasamızda İçişleri Bakanına verilen görevden uzaklaştırma tedbiri, yalnızca mahalli idare organlarının görevleriyle ilgili bir suç işlemeleri halinde kullanılabilecek istisnai bir yetki olarak sayılmıştır. Belediye Kanunu’nda da kayyım atamasına dayanarak yapılan hükümde İçişleri Bakanına görevden alma yetkisi tanınmamıştır. Bu kararların sonuçları salt siyasi değildir. Demokrasiden uzaklaşmak, dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri olmamıza yol açmaktadır" dedi.

BBP Genel Başkanı Destici’den Kayyum Atamaları ve İdam Cezası Açıklaması BBP Genel Başkanı Destici’den Kayyum Atamaları ve İdam Cezası Açıklaması

'KİME YAPILIRSA YAPILSIN KARŞISINDA OLACAĞIZ'

İmamoğlu, kayyım uygulamasıyla yerel halkın vergileriyle, katkılarıyla oluşturulan bütçenin, İçişleri Bakanlığı'nın bir memuruna teslim edildiğini söyleyerek, "Merkezi idare, belediyelerin hiyerarşik amirine dönüştürülmüştür. Son 8 yıldır alınan kararlar, yapılan uygulamalar ülkemizde keyfi vesayet yönetimini açığa çıkarmıştır. Merkezi hükümet, yerel yönetimleri idari ve mali olarak baskılamaktan sonuç alamamıştır. Belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimiz tüm imkansızlıklara rağmen halka hizmet için canla başla çalışmaktadırlar. Son seçimlerle dahi iktidar baskısına rağmen halkın teveccühü iktidardan yana olmamıştır. Artık merkezi hükümet, seçimle kazanamadığı belediyelerin yönetimini ne yazık ki idari işlemle gasbetme yolunu seçmiştir. Bilinmelidir ki bizler seçimle iş başına gelmiş yerel yöneticiler olarak her türlü baskının, antidemokratik uygulamanın, belediye başkanlarına yönelik yapılan çok çirkin şafak operasyonlarının itibarsızlaştırma aracı olarak kullanılması uygulamasının kime yapılırsa yapılsın karşısında olacağız. Demokrasiye olan inancımızı en yüksek seviyede sürdüreceğiz" dedi.

'TBMM BAŞKANINDAN DA GÖRÜŞME TALEBİMİZ OLDU'

İmamoğlu, siyasi partilerin genel başkanlarıyla görüşeceğinin hatırlatılması üzerine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile görüşme takvimi belirlendiğini söyledi. İmamoğlu, "Diğerleri ile büyük bir kısmı şehir dışında olduğu için görüşme ortamı sağlanmamıştır ama ilerleyen vakit diliminde tekrar görüşme girişimlerimiz sürecektir. Aynı zamanda TBMM Başkanından da görüşme talebimiz olmuştur. O da yurt dışı seyahatinden ötürü olamayacağını ve dönüşte görüşmek istediği yönündeki fikrini bizimle paylaşmıştır" diye konuştu.

'BAHÇELİ'DEN RANDEVU TALEBİMİZ OLDU'

İmamoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den randevu alınıp alınmadığına ilişkin soru üzerine, "Sayın Bahçeli'den de randevu talebimiz oldu. Şu anda bir olumsuz geri dönüş yok, cevap bekliyoruz" dedi.

İmamoğlu, Ahmet Türk'ün Türkiye Belediyeler Birliği encümen toplantılarına katılıp katılmayacağına ilişkin soruya "Hukuki süreçler elbette takip edilir. Ama ben ve arkadaşlarım Türkiye Belediyeler Birliği'nin encümen toplantılarına Ahmet Türk başkanımızı davet etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

İmamoğlu, bölgeyi ziyaret edip etmeyeceğiyle ilgili de "Bölge ziyareti düşünüyorum. Ama önce şu siyasi iradeyle olan bir süreci tamamlayıp, ardından bölgeyi de ziyaret etmek düşüncem var. Hızlıca onu da gerçekleştireceğim" dedi.

Kaynak: dha