BURSA (AA) - Bursa Şehir Hastanesi Organ Nakil Merkezi Müdürü ve Karaciğer Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Osman Serhat Güner, AA muhabirine, son dönem organ yetmezliğinin ancak nakille tedavi edilebildiğini söyledi.

Kadavradan bağışların artırılmasının önemine işaret eden Güner, "Türkiye'de karaciğer ve böbrek nakli için yaklaşık 30 bin hasta bekliyor. Biz uygun hastalar bulamadığımız için bu hastaları kaybediyoruz ne yazık ki. Tabii ki canlı vericilerden nakiller gerçekleştiriliyor ancak bu işin altın standardı kadavra nakillerin artmış olması. Ülkemizde yüzde 80-90 canlı vericiden, yüzde 10 kadaverik vericilerden gerçekleştiriliyor ama baktığınızda Avrupa'da bu tam tersi. Amacımız bu farkındalığı artırarak insanların organ bağışına katkıda bulunmalarını sağlamak." diye konuştu.

Organ nakli yapılabilen hastanelerin diğer sağlık kuruluşlarından farklı özelliklerinin olması gerektiğini belirten Güner, "Girişimsel radyolojisi, anestezisi, yoğun bakım takibi, reanimasyon takibi, aynı zamanda enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon oranları düşüklüğünün çok üst düzeyde olması gerekiyor. O yüzden Bakanlığımız da hem hastanelere ruhsat veriyor hem de bu işin eğitimini almış, yetkilendirilmiş kişiler o hastanede çalıştıkça böyle bir organ nakil merkezi açılıyor." dedi.

Güner, merkezde bugüne kadar 26 böbrek ve 13 karaciğer nakli gerçekleştirdiklerini söyledi.

"Organ bekleyip hayatını kaybeden çok insan var"

Çocuk Nefroloji Bölümünde görevli Prof. Dr. Hakan Erdoğan ise merkezde yakında çocuklara organ nakillerine de başlayacaklarını, bununla ilgili hazırlıklarının sürdüğünü aktardı.

Öncelikle diyaliz hastası 20 çocuğa böbrek nakli yapmayı hedeflediklerini dile getiren Erdoğan, "Özellikle iki hastamızda bu konuda girişimlerimize başladık ve en kısa zamanda onlara da organ nakli, böbrek nakli yapmayı düşünüyoruz. Başka şehirlerde vericisi olan ancak organ nakli yapılamayan çocuklar varsa onlara da böbrek nakli yapmaya talibiz." ifadesini kullandı.

Erdoğan, organ bağışının Türkiye'de önemli bir sorun olduğunu, bunun ana sebebinin yeterli kadavra vericisinin olmamasından kaynaklandığını bildirdi.

Bazen anne, baba veya diğer akrabaların organlarının hastaya uyum sağlamadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"16 yaşında bir hastamız var. Annesi böbreğini vermeyi çok istedi, veremedi, olmadı onun da problemleri çıktı. Çocuğun vericisi yok. Okula gitmek isteyen bir çocuk ama haftada 3 gün diyalize giriyor. Okulu aksıyor. Bir an önce halkımızın organ bağışı konusunda duyarlı olması en önemli isteğimiz açıkçası çünkü organ bekleyip hayatını kaybeden çok insan var fakat birçok organ da maalesef insanlar öldükten sonra toprağın altına gidiyor. Bununla ilgili halkımızın bilinçlenmesi gerekiyor."

Böbrek Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Serdar Geylan, tıpta güncel bilimin organ yetmezliği hastalarına önerdiği tedavinin nakil olduğuna dikkati çekti.

Kadavra bağışının artmasının daha fazla hastayı hayata bağlayacağını söyleyen Geylan, "Türkiye'de maalesef sosyal ilişkiler daha kuvvetli olduğu için canlı bağış daha fazla yapılmakta. Kadavra bağışını arttırmak istiyoruz. Toplumumuzdan da bu konuda hassasiyet ve özveri istiyoruz." dedi.

Kadavradan böbrek nakliyle sağlığına kavuştu

Vatani görevini yaparken 2019 yılında böbrek yetmezliği tanısı konulan 30 yaşındaki Burak Koç ise geçen haziran ayında Bursa Şehir Hastanesinde böbrek nakli operasyonu geçirdiğini söyledi.

Koç, 5 yıl organ nakli beklediğini, operasyonun ardından hayatının değiştiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"5 aydır gayet mutluyum. İş hayatıma döndüm. Gereken her şeyi yapabiliyorum. İnsanları organ nakline teşvik ediyorum. Kadavra bağışı olmasaydı şu anda hala diyalize giriyor olacaktım ve sosyal hayatım kısıtlı olacaktı. Mesela bir yere gitmek istiyorsunuz gidemiyorsunuz. Sürekli evdesiniz. Haftanın 3 günü o makineye muhakkak bağlanmanız gerekiyor. Bağlanmadığınız sürece yani yaşam mücadelenizi olumsuz etkileniyor. O yüzden herkesi organ bağışına davet ediyorum. İnşallah benim gibi nice canlar daha iyi bir yaşama sahip olabilirler."


Muhabir: Saliha Nur Köksal

Kaynak: aa