GENEL

Bakan Tekin: Müfredatı sadeleştirdik

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘Şu anda müfredatımızda cumhuriyet döneminin en büyük devrimlerinden bir tanesini yaptık.’

Abone Ol

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sakarya programı kapsamında Adapazarı ilçesinde Uzunçarşı esnafını ziyaret ederek, talep ve sorunlarını dinledi. Bakan Tekin esnaf ziyaretinin ardından aynı ilçede yapımı tamamlanan Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun açılışını gerçekleştirdi. Açılışa Bakan Tekin’in yanı sıra Sakarya Vali Yardımcısı Ersin Emiroğlu, milletvekilleri, okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrencilerin yanı sıra davetliler katıldı.

‘20 YIL ÖNCESİYLE KIYAS KABUL EDİLEMEYECEK NOKTAYA GELDİ’

Son 20 yılda eğitim ile ilgili yapılanlara değinen Bakan Tekin, “Çok değişik ortamlarda dile getirdim ama bir kez daha dile getirmekte fayda var; özellikle son 20 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın hem bütçe payı anlamında hem de zaman ve enerji anlamında en büyük payı ayırdığı sektör, hiç şüphesiz, tereddütsüz söylüyorum bunu, eğitim oldu. Önemli miktarda kaynak aktarıldı. Yatırım bütçemiz, genel bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan pay her geçen gün arttı ve şu anda Sakarya dahil birçok ilimizde eğitim-öğretimin fiziki altyapısı itibariyle 20 yıl öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek bir noktaya kadar geldi. Şu anda Türkiye'deki fiziki altyapı itibariyle göstergelerimiz, uluslararası göstergelere denk. Fiziki altyapı olarak daha kötü, ortalamaların daha altında olduğumuz hiçbir değerimiz yok. Derslik başına düşen öğrenci sayısı, okullarımız, okul sayımız, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibariyle 2002 öncesiyle kıyas kabul edilemeyecek bir noktaya geldik çok şükür” dedi.

‘ŞU ANKİ MÜFREDATIMIZLA CUMHURİYET DÖNEMİNİN EN BÜYÜK DEVRİMLERİNDEN BİR TANESİNİ YAPTIK’

Müfredatla ilgili yapılanlara da değinen Bakan Tekin, “Geçtiğimiz yıl kısa vadede alınması gereken bir dizi tedbir aldık. Orta ve uzun vadede de şunu söylemiştik; ‘Biz müfredatla ilgili bir değişiklik yapacağız ve müfredatımızı iki çerçevede değiştireceğiz’ demiştik. Bir, ‘dünya standartlarında, dünyadaki örnekleriyle uyumlu, hem felsefesi itibariyle hem de uygulanması itibariyle dünyadaki örnekleriyle uyumlu bir müfredat yapacağız’ demiştik. Bir de demiştik ki ‘Biz bu müfredatın içerisine bizi biz yapan değerlerimizi, millet olarak bir arada tutan değerlerimizi bu müfredatın içerisine giydireceğiz, müfredatımız bunun etrafında şekillenecek.’ Bu ikisini yaptık. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla. Ben okul binalarımızla ilgili dün bir yerde bir şey söylemiştim. Bir siyasi partinin genel başkanı hemen takip ediyor yani bizi, konuştuklarımıza cevap vermiş. Şimdi bugün de müfredatla ilgili bir şey söyleyeceğim, hemen yarın muhtemeldir ki cevap verecek. Ben diyorum ki, ‘Şu anda müfredatımızda cumhuriyet döneminin en büyük devrimlerinden bir tanesini yaptık.’ Cumhuriyet sonrasındaki bu anlamda eğitim-öğretim süreçlerimizle ilgili 2 şey yaptık. Bir, müfredatımızı, uluslararası arenada çocuklarımızın yarışabileceği yöntem ve içeriğe sahip bir hale getirdik. İki, bizim müfredatımızın artık bir amacı var. Amacı da iyi insan yetiştirmek” ifadelerini kullandı.

‘ÖĞRETMENLERİMİZE BİRAZ FAZLA YÜKLENİYORUZ’

Öğretmenlerle ilgili de konuşan Bakan Tekin, “Eğitim-öğretim süreçlerinin içerisinde toplumsal olarak öğretmenlerimizi yalnız bırakıyoruz; biraz fazla yükleniyoruz öğretmenlerimize. Ailenin katkısı olmadan eğitim-öğretim sürecinde öğretmenin tek başına etkisi en yüksek, en iyimser çalışmada da yüzde 50 civarında çıkmış. Peki biz ne yapıyoruz? Biz şunu yapıyoruz; çocuğumuzu eylül ayında okula yazdırıyoruz, sonra ‘Eti senin, kemiği benim.’ Her şeyinden öğretmen sorumlu. Öğretmene diyorsunuz ki ‘Siz bu çocuğun öğretmeni olun.’ ‘Ya ben annesiyim ama mesaim çok yoğun, başka işlerim de var, annelik de yapamıyorum doğru dürüst, öğretmenim sen buna bir de annelik yap.’ Aynı şeyi babası söylüyor. ‘Bir de babalık yap.’ Babası rolünü oyna, kardeşi yok, kardeşlik de yap. Bütün aklınıza gelebilecek toplumsal rolleri öğretmene yüklüyoruz. Ondan sonra da öğretmene diyoruz ki ‘Sen yapamadın bu işi kardeşim.’ Bu yıl şunu yapmak istiyoruz; öğretmenimiz öğretmenliğini yapsın, biz de ebeveynliğimizi yapalım. Çocuklarımızla nitelikli vakit geçirelim. Çocuklarımızın eğitim-öğretim süreçlerine yapıcı desteklerimizle öğretmenimizin işini kolaylaştıralım ki eğitim-öğretim sürecimiz, sistemimiz başarılı olsun” diye konuştu.

‘HEPİMİZ BU ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDEN MESULÜZ’

Veliler ile ilgili ‘Velivizyon’ adıyla platform kurulduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Bu yıl üçüncü ana konumuz da velilerimizin, eğitim-öğretim süreçlerinde bir anne, bir baba olarak, bir ebeveyn olarak biraz daha fazla katkı sunmalarını, öğretmenlerimize bu anlamda işlerini öğretmek değil, işlerinde yardımcı olmayı seçmeleri, bu yılki önemli başlıklarımızdan bir tanesi. Şöyle bir süreç yürütüyoruz. ‘Velivizyon’ adıyla bakanlık bünyesinde bir portal, platform oluşturduk. Bu platformun içerisinde bazı mini diziler, uluslararası araştırmalar, uluslararası raporlar yani velilerin eğitim-öğretim süreçlerindeki rolüne ilişkin bu türden açıklayıcı metinlere yer vereceğiz. İstediğimiz şey şu; çocuklar hepimizin çocukları; sadece öğretmenler değil, hepimiz bu çocukların eğitiminden mesulüz. Sadece öğretmenden beklersek maksimum yüzde 50 başarılı oluruz. Yüzde 50’nin üstünde başarılı olmak istiyorsak o zaman gelin bu işi hep beraber sahiplenelim, hep beraber sorumluluklarımıza sahip çıkalım” dedi.

‘TOPLUMSAL TALEP NEYSE ONU KARŞILAYACAK ŞEKİLDE İMAM HATİP OKULU AÇTIK

İmam hatip okulları ile ilgili de konuşan Bakan Tekin, “İmam hatip okulları özellikle 28 Şubat ile beraber neredeyse kapanma noktasına gelen bir pozisyonda idi. Hepinizin bildiği katsayı uygulaması, maalesef imam hatip okullarını ve meslek liselerini toplumsal itibarını ciddi şekilde sarstı. Bu anlamda hükümetlerimiz döneminde çok ciddi adımlar atıldı. Şu anda imam hatip okullarımız, Türkiye'nin her tarafında. Bunun da altını çizerek söylüyorum; toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda ve şu rakamın altını özellikle çiziyorum; burada 28 Şubat zulmünün engelleri gündeme geldiğinde oran olarak ne kadar idiyse şu anda da aynı oranda. Yani Türkiye realitesine uygun bir noktada. Öyle sunuyorlar ki Türkiye'nin her tarafında imam hatip okulları var. Hayır, toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece açmaya da devam edeceğiz. İmam hatip okullarının bu anlamda programlarında da özellikle 2014 yılındaki ‘Proje okulu’ tanımlamasından sonra artık çok farklı projeler uygulayan imam hatip okullarımız var” ifadelerini kullandı.