ANKARA'da kuvvetli rüzgarda reklam panosunun, durakta otobüs bekleyen Ayşe Yavuz'un (22) üzerine devrilip ölümüne yol açtığı olaya ilişkin firma yetkilisi S.E.Ü. hakkında, 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan, 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, reklam panosunun temelinin 4,5 metre derinlikte olması gerekirken, 1,35 metre derinliğe gömüldüğü, 18 metreküp temel betonu yerine 5,40 metreküp beton döküldüğü, olayda bilinçli taksirin şartlarının oluştuğu belirtildi. Sincan Belediyesi görevlileri hakkındaki dosyanın ise ayrıldığı belirtildi.
Sincan'da geçen yıl 6 Haziran'da akşam saatlerinde etkili olan sağanak ve şiddetli rüzgarda, Sincan Belediyesi'ne ait reklam panosu temelden devrilip, otobüs durağının üzerine düştü. Bir şirkette sekreter olarak çalışan ve iş çıkışı spordan sonra evine dönmek için durakta otobüs bekleyen Ayşe Yavuz, pano ile durağın altında kalıp hayatını kaybetti.
Olayla ilgili Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanıp iddianame hazırlandı. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede bilirkişi raporuna göre olayda asli kusurlu bulunan reklam panosunun imalat ve montajını yapan firmanın yetkilisi S.E.Ü. hakkında, 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yılda 12 yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede bilirkişi raporuna göre 12 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğindeki reklam panosunu taşıyan 9,30 metrelik kolonun temel derinliğinin 4,5 metre olması gerekirken, 1,35 metre derinliğe gömüldüğü belirtildi. Yine reklam panosu için 18 metreküplük temel betonu dökülmesi gerekirken 5,40 metreküp beton döküldüğü ifade edilerek, firma yetkilisi S.E.Ü.'nün asli kusurlu olduğu belirtildi. Şüpheli S.E.Ü'nün teknik şartnameye ve krokiye aykırı hareket ederek, Ayşe Yavuz'un ölümüne neden olduğu, olayda bilinçli taksirin şartlarının oluştuğuna dikkat çekildi.
'BELEDİYE GÖREVLİLERİ ONAY VERDİ'
İddianamede, S.E.Ü.'nün ifadesi de yer aldı. S.E.Ü, şirketin tek yetkilisi olduğunu belirterek, şartnamenin yerine getirildiğini, panonun imalat ve montaj aşaması ile teslim sürecinde Sincan Belediyesi Muayene Kabul Komisyonu tarafından işin kontrol edildiğini belirtti. Bilirkişi raporunda geçen şartname ve imalat arasında herhangi bir farklılık olmadığını söyleyen S.E.Ü., bilirkişi raporunda asli kusurlu olarak gösterilse de yapılan tüm işlemlerin hepsinin Sincan Belediyesi kontrolü ile yapıldığını, panonun garanti süresinin 2 yıl olduğunu belirtti. S.E.Ü., 18 metreküplük temel betonu dökülmesi gerekirken 5,40 metreküp beton dökülmesinin sorulması üzerine, panoyu şartnameye uygun bir şekilde yaptıklarını, kazı alanının belediye görevlilerince kontrol edilip onay verildiğini ileri sürdü.
İddianamede, Sincan Belediye Başkanlığı görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulsa da kamu görevlileri yönünden soruşturma usulünün farklı olması nedeniyle soruşturma dosyasının ayrılmasına karar verildiği belirtildi.
'ADALETE OLAN GÜVENİMİZ TAM'
Ayşe Yavuz'un ailesinin avukatlarından Hilal Akdeniz, panoyu yapan firma yetkilisi hakkında ceza davası açıldığını söyleyerek, "İki kez alınan bilirkişi raporuna göre, şirket yetkilisi kusurlu bulunmuştu. Ama raporda ismi geçen komisyon üyeleri, belediye başkanı ve tüm ilgililer hakkında biz Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk ve bunun üzerine dosya ayrıldı. Sincan Belediye Başkanı ve yetkililer hakkında, İçişleri Bakanlığı ve valilikten soruşturma izni almak için başvurumuzu yaptık. Biz şirket gibi belediye yetkililerinin de bu olayda sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Dosya kapsamında henüz tutuklama yok. Emsal davalarda, Antalya'daki teleferik davasında, İzmir'deki elektrik davasında, Bolu olayında, tutuklama tedbirinin uygulanması şart. Şirket yetkilisi, ifadesinde, 'Ben yaptım, eksik olduğu iddia ediliyor ama komisyon kontrolünü yaptı, kabulünü yaptı, teminatımı iade etti ve ödememi yaptı' diyor. Bu durumda belediye yetkililerinin, belediye başkanına kadar sorumluluğunun olmaması mümkün mü? Kabul eden, imzayı atan, ödemeyi yapan da sorumlu aynı şekilde. Bu ölümden hepsi birlikte sorumlu. Adalete olan güvenimiz tam. Ayşe'nin annesi başta olmak üzere tüm aile bunu bekliyor. Ayşe'yi geri getirmeyecek ama daha önce de söylediğim gibi başka Ayşelerin ölümüne engel olması adına adaletin tecelli etmesini bekliyoruz” dedi. (DHA)